Müslüm Gürses Kimdir

Müslüm Gürses Kimdir – Şarkıları – Ne Zaman Öldü

Müslüm Gürses Kimdir?

Gerçek adı Müslüm Akbaş olan sanatçı, 7 Mayıs 1953 tarihinde Şanlıurfa’nın Fıstıközü köyünde dünyaya geldi. Müzikseverler tarafından hem Türkiye’de hem dünyada tanınan önemli bir sanatçıdır. “Arabeskin Babası” ve “Müslüm Baba” olarak anılan Gürses, Türkiye’de arabesk müziğin en güçlü temsilcilerinden biri olarak hafızalarda yer edinmiştir. Uluslararası çevrelerde ise “Father of Arabesque” olarak bilinir.

Sanatsal Yolculuğu ve Müzikal Evrimi

1990’lı yıllardan itibaren müzik tarzını çeşitlendirmeye başlayan Gürses, pop ve rock parçaları da repertuvarına dahil etmiştir. Kayahan’ın “Sarı Saçlarından Sen Suçlusun”, Zülfü Livaneli’nin “Belalım” ve “Çırak Aranıyor”, Nilüfer’in “İnkar Etme” ve “Olmadı Yar”, Adnan Ergil’in “Böyle Ayrılık Olmaz” ve “Hava Nasıl Oralarda?”, Teoman’ın “Paramparça”, Tarkan’ın “İkimizin Yerine”, Bülent Ortaçgil’in “Sensiz Olmaz”, Murathan Mungan’ın “Olmasa Mektubun”, Kenan Doğulu’nun “Tutamıyorum Zamanı”, Sezen Aksu’nun “Sorma” ve “Vazgeçtim”, Fikret Kızılok’un “Gönül” ve Şebnem Ferah’ın “Sigara” gibi çok sayıda esere kendi yorumunu kattı.

Sinemayla Tanışması

1979 yılında “İsyankar” filmiyle oyunculuğa adım atan Gürses, hayatı boyunca 40 sinema filminde yer aldı. Vefatından sonra da, daha önce resmi olarak yayınlanmamış olan 50’yi aşkın eseri, Elenor Müzik etiketiyle dinleyiciyle buluştu. Yapımcısı Muhteşem Candan, o dönemde yoğun korsan albüm üretimi nedeniyle bu şarkıların yayımlanamadığını ifade etmiştir.


Hayatı

Çocukluk Yılları

Şanlıurfa Dönemi

Emine Hanım ve Mehmet Bey, Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesine bağlı, önce Tisa olarak bilinen daha sonra ise Fıstıközü adını alan köyde tanışmışlardır. Henüz 16 yaşında evlenen çift, kıt kanaat bir yaşam sürüyordu. 1953’te kerpiçten yapılmış mütevazı bir evde, ilk çocukları Müslüm dünyaya geldi.

Mehmet Akbaş, köyde çiftçilik yapıyordu. Aile, Müslüm doğduktan sonra daha da derinleşen maddi zorluklar içinde yaşamını sürdürmeye çalıştı. Kısa bir süre sonra Ahmet adında ikinci çocukları oldu. Emine Hanım, geçim şartlarının bu köyde daha da zorlaşması üzerine ailesine danıştı ve sonunda Adana’ya göç etmeye karar verdiler.

Adana Yılları

Akbaş ailesi umut dolu hayallerle Adana’ya, Hürriyet Mahallesi’ne taşındı. Ancak burada da yoksulluk peşlerini bırakmadı. Mehmet Akbaş kısa sürede çevrede “Deli Mehmet” olarak tanınırken, Emine Hanım çalışmaya başladı. Küçük Müslüm, annesi evde yokken kardeşi Ahmet’e bakmakla yükümlüydü. Daha o yaşlarda olgun davranışlar sergileyen Müslüm, çocukluğunu yaşayamadan büyümek zorunda kaldı.

Okula başladığında arkadaşlarıyla oyun oynamak yerine kenarda oturmayı tercih ederdi. Eğitimden arta kalan zamanlarda annesine yardım ediyor, sorumlulukları her geçen gün artıyordu. Zamanla bir kız kardeşi daha dünyaya geldi. Eğitim hayatı kısa süren Gürses, küçük yaşta terzilik ve ayakkabıcılık gibi işlerde çalışarak geçimini sağlamaya çalıştı.


Müziğe Giriş ve Sanat Yaşamı

1965’te Adana’daki bir çay bahçesinde şarkı söyleyerek müzik kariyerine adım atan Gürses, aynı dönemde Halkevlerine de giderek kendini geliştirdi. 1967 yılında Adana Aile Çay Bahçesi’nde düzenlenen bir ses yarışmasına katılmak istediğinde babası bu karara karşı çıkarak saçını kesti. Ancak Gürses bu engeli aşarak yarışmaya katıldı ve birinci oldu. Bu olay, onun müzikteki yolculuğunun başlangıcıydı.

Bu dönemde soyadını “Gürses” olarak değiştirdi. TRT Adana-Çukurova Radyosu’nda 1967’den itibaren her Cumartesi canlı türkü programı yaptı. 1968’de ilk 45’liği “Emmioğlu / Ovada Taşa Basma”yı Ömür Plak etiketiyle yayınladı. İstanbul’a taşındıktan sonra Selahattin Sarıkaya’nın firması Sarıkaya Plak ile iki 45’lik çıkardı.

1969 yılında “Sevda Yüklü Kervanlar” ile büyük çıkış yaptı ve 300.000 adet satan bu plak müthiş bir başarıya ulaştı. 1971’de “Ben İnsan Değil Miyim?” adlı eseriyle ikinci büyük çıkışını gerçekleştirdi.

1973 yılında askerliğini Ankara Mamak’ta tamamladı. Aynı yıl Saklambaç gazetesi onun hakkında “Müzik dünyasına doğan bir yıldız” başlığıyla yazı yayımladı. Kariyeri boyunca Palandöken, Bestefon, Hülya ve Çınçın plakları ile toplamda onlarca 45’lik çalışmaya imza attı.


1980’ler: Arabesk Zirvede

1980 yılında Emre Plak etiketiyle çıkan “Esrarlı Gözler” albümü büyük ses getirdi. Bu albümde hareketli parçalara yer vermemiş, arabeskin hüznünü en derin haliyle yansıtmıştır. Albüm sadece Türkiye’de değil, Almanya’da da çok büyük ilgi görmüştür.

1984’te Elenor Müzik’ten çıkan “Yaranamadım” albümü, uzun yıllar boyunca satış grafiğini koruyan nadir albümlerden biridir. Televizyona çıkmayan ve reklam yapmayan bir sanatçının kaset satışlarıyla bu kadar ön planda olması dikkat çekmiştir.

1986’da Bayar Müzik’ten çıkan “Küskünüm” albümü, 12 milyondan fazla yasal satış rakamıyla Türkiye müzik tarihinin en çok satan albümlerinden biri olmuştur. 1987’de “Gitme” albümünü, 1988’de ise “Maziden Bir Demet” albümünü yayımlamıştır.


1990’lar: Tarzını Genişletiyor

1990’larda müziğinde farklı denemelere yer verdi. “Benim Kaderim” adlı albümünde Türkiye’de ilk defa aynı parçada pes ve tiz sesler bir arada kullanıldı. Azerbaycan müziği, ilahiler, pop ve özgün müziklerden örnekler repertuvarına eklendi.

1991’de çıkan “Bir De Benden Dinleyin” albümünde Sezen Aksu ve Zülfü Livaneli’nin ortak eseri “Belalım”, Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Kara Sevda” şiiri, “Aygız”, “Vurgun” gibi şarkılar yer aldı. Aynı yıl çıkan “Yüreğimden Vurdun Beni” ve “Her Şey Yalan” albümleri de çok ses getirdi.

1992’de “Sen ve Ben” adlı şarkısıyla ilk defa pop türünde bir parça ile ön plana çıktı. Aynı yıl “Zalim / Bir Bilebilsen” albümünü de çıkardı. 1994’te “Senden Vazgeçmem” albümüyle ilk defa video klipler çekmeye başladı.

Elbette! Aşağıda, verdiğiniz uzun metni daha akıcı, derli toplu ve anlatımı güçlü bir şekilde yeniden yazdım. Hem biyografik hem de kültürel bağlam korunarak, dönemsel gelişim ve önemli olaylar sıralı şekilde ele alınmıştır:


2000’li Yıllarda Müslüm Gürses

2000’li yıllar, Müslüm Gürses’in müzikal anlamda en cesur dönüşümlerini gerçekleştirdiği, repertuvarına pop, rock, caz ve world music gibi farklı türleri kattığı bir dönem olmuştur. 90’lı yıllarda başlayan tarz değişimi bu dönemde daha da belirginleşmiş ve Gürses, alışılmışın dışına çıkarak çok katmanlı bir sanat anlayışını benimsemiştir.

2000 yılında, yıllar sonra tekrar Uğur Bayar’la bir araya gelerek “Biz Babadan Böyle Gördük” albümünü Ulus Müzik etiketiyle yayımladı. Bu albümde caz ve world music ögeleri ön plana çıktı. Özellikle “Dayan Yüreğim” şarkısı caz altyapısıyla dikkat çekerken, “O Gitti Dönmeyecek” adlı parçada Doğu-Batı sentezleri göze çarptı. Bu albüm sonrası Gürses, Universal Müzik’e transfer oldu.

2001’de “Dünya Yalan” albümü yayımlandı. Albümde Nilüfer’in “Olmadı Yar” adlı parçasını yorumlayan Gürses, pop tarzını iyice merkezine almaya başladı. 2002’de Bayar Müzik’ten çıkan “Paramparça” albümünde Teoman’ın aynı adlı rock şarkısını seslendirmesi, Gürses’in rock müziğe de adım attığının göstergesiydi. Teoman, Gürses için “Onun müziğini ve felsefesini çok severim” diyerek hayranlığını dile getirmiştir.

2003’te, sözleri Sezen Aksu’ya, bestesi Tarkan’a ait “İkimizin Yerine” şarkısıyla aynı adı taşıyan albümünü yayımladı. 2004’te Bülent Ortaçgil’in “Sensiz Olmaz”, Murathan Mungan’ın “Olmasa Mektubun” şarkılarını yorumladı. Aynı yıl çıkan “Uyanma Zamanı / Kıyak Bitti” albümünde “Yalnızlar Rıhtımı” şarkısı da yer aldı.

2005’te Orhan Veli Kanık’ın şiiri “Anlatamıyorum”, Gürses’in “Bakma” albümünde Altan İlter bestesiyle yer aldı. Aynı yıl, Burhan Bayar şarkılarını yeniden seslendirdiği “Ayrılık Acı Bir Şey” albümü de yayımlandı.

1 Şubat 2006’da “Gönül Teknem / Sen Olmayınca” albümü raflardaki yerini aldı. Ardından Murathan Mungan’la iki yıl süren bir iş birliğinin ürünü olan “Aşk Tesadüfleri Sever” albümü 18 Nisan’da dinleyiciyle buluştu. Albümde David Bowie, Leonard Cohen, Bob Dylan, Björk gibi dünya çapında sanatçıların eserlerini yorumladı. Ayrıca Sezen Aksu’yla düet yaptığı “Sebahat Abla” şarkısı da bu projede yer aldı.

6 Şubat 2009’da yayımlanan “Sandık” albümü, Gürses’in müzikal anlamda zirve yaptığı bir çalışmaydı. Kenan Doğulu’nun “Tutamıyorum Zamanı” parçasına yer verilen albümde Öykü Gürman’la yaptığı “Sarıl Bana” düeti 3 günde 1,5 milyon satılarak dijital ortamda rekor kırdı.

2010 yılında 2010 FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası’nın açılışında sahne aldı. Kasım ayında “Yalan Dünya” adlı albümünü çıkardı. Bu albümde Şebnem Ferah’ın “Sigara”, Yahya Kemal Beyatlı’nın “Sessiz Gemi”, Şehrazat’ın “Flu Gibi”, Tuna Kiremitçi’nin “Mucize” gibi eserlerini yorumladı. Ayrıca, 1991’de seslendirdiği “Belalım” şarkısını da yeniden yorumladı. Bu albüm, hayattayken yayımlanan son orijinal albümü olmuştur.

Vefatı Sonrası ve Vasiyeti

Gürses’in ardından da eserlerine yoğun ilgi devam etti. 2013 yılında yayımlanan “Onurlu Yıllar – 25. Yıl Onur Akın Şarkıları” albümünde Gürses’in son kaydı olduğu düşünülen “Asi ve Mavi” şarkısı yer aldı. Onur Akın, Gürses için “Bu ülkenin Leonard Cohen’idir.” demiştir.

Gürses’in tamamlayabildiği son albüm olan “Veda – Ervah-ı Ezelde”, ölümünden 40 gün sonra yayımlandı. Gürses’in bu albüm için vasiyet ettiği, “Ölürsem albümün adını Veda koyun,” sözü, albüme adını verdi. Albüm ilk 2 saatte 25 bin satarak büyük ilgi gördü.

Doğum Tarihi Tartışmaları

Müslüm Gürses’in doğum tarihiyle ilgili farklı iddialar olsa da resmî kayıtlarda 5 Temmuz 1953 olarak geçmektedir. Ancak Gürses, farklı programlarda doğumunun Mayıs ayında olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle 7 Mayıs, hayranları tarafından “Dünya Müslümcüler Günü” olarak kutlanmaya başlamıştır.

Trafik Kazası

1978’de Tarsus’tan Adana’ya dönerken geçirdiği trafik kazası sonrası ölümden döndü. Kafatasına plaka takıldı, koku alma duyusunu tamamen, işitme duyusunu ise kısmen yitirdi. Gürses, bu olayla ilgili “Ölümü yaşadım, Allah’ın lütfuyla yeniden hayata döndüm,” demiştir.

Konserlerde Jiletli Tepkiler

1980’li yıllardan itibaren Gürses konserlerinde eşi benzeri görülmemiş olaylar yaşandı. Hayranları kendilerini jiletleyerek ona olan sevgilerini göstermeye çalıştı. Gürses, defalarca “Yapmayın çocuklar, kendinize zarar veriyorsunuz” dese de bu durum önlenemedi. Güvenlik yetersizliği nedeniyle birçok konseri yarıda kesmek zorunda kaldı. 1999’da Sivas konserinde yüzüne yumruk isabet eden Gürses’in gözü morardı.

Bıçaklanma Olayı

1991 yılında, Bursa’daki Taylan Gazinosu’nda bir hayranı tarafından aşırı sevgiden dolayı bıçaklandı. Beş yerinden yaralanan Gürses bir ay hastanede kaldı. Ancak kendisini bıçaklayan kişiden şikayetçi olmadı ve onu affetti. Bu olay, başrolünü oynadığı “Esrarlı Gözler” filminde de konu edildi.

Dinleyici Kitlesi ve Akademik İncelemeler

Gürses’in dinleyici profili akademik çalışmalara dahi konu olmuştur. 2002’de Bağlam Yayıncılık tarafından yayımlanan “Arabeskin Anlam Dünyası ve Müslüm Gürses Örneği” başlıklı doktora tezi bu araştırmalardan biridir.

King’s College London’dan etnomüzikolog Prof. Martin Stokes, 1990’daki Gülhane Parkı konserinde yaşadıklarını “Arabesk Tartışması” adlı kitabında detaylı şekilde anlatmıştır. Gürses’in sahnedeki etkileyiciliği ve dinleyicileri üzerindeki güçlü duygusal etki, akademik çevrelerde de yankı bulmuştur.


Ölümü

Müslüm Gürses, 15 Kasım 2012 Perşembe günü İstanbul Memorial Hastanesi’nde by-pass ameliyatı geçirdi. Ameliyatın ardından gelişen akciğer ve kalp yetmezliği nedeniyle yoğun bakıma alındı ve solunum cihazına bağlandı. Yaklaşık dört ay süren tedavi sürecinin ardından, 3 Mart 2013 tarihinde hayatını kaybetti. Cenazesi 4 Mart 2013 günü Teşvikiye Camii’nde kılınan namazın ardından, eşi Muhterem Nur ile birlikte Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi.[63][64]


Müslüm Gürses Müzik ve Sanat Müzesi

Gürses’in vefatının ardından, anısını yaşatmak amacıyla Şanlıurfa Valiliği tarafından bir müze kurulmuştur. “Müslüm Gürses Müzik ve Sanat Müzesi” adıyla açılan bu kurum, 5 Ekim 2013 tarihinde Haliliye ilçesinde ziyarete açılmıştır.[65] Daha sonra müze, Şanlıurfa’nın Karaköprü ilçesine taşınarak 15 Haziran 2021 tarihinde yeni yerinde yeniden hizmete girmiştir.[66]


45’likleri ve EP’si

Müslüm Gürses kariyeri boyunca birçok 45’lik plak yayımlamıştır. Ömür Plak’tan 4, Sarıkaya Plak’tan 2, Palandöken Plak’tan 13, Bestefon Plak’tan 4, Hülya Plak’tan 15 ve Çın Çın Plak’tan 2 olmak üzere toplamda 40 adet 45’lik plak çıkarmıştır.[67][68] Bunlara ek olarak, Saner Plak etiketiyle yayımlanan bir adet EP’si de bulunmaktadır.

 

organik ürünler haber rüya tabiri rüya yorumları rüya tabirleri rüya yorumu

 

Fikirlerinizi duymak isteriz

Yorum yaz

Toplam skorunuz

Alpullu Organik ve Doğal Ürünler
Logo
Sepetim